Suchen in GiNDok

Recherchieren Sie hier in allen Dokumenten, die auf GiNDok publiziert wurden.

Filtern nach
Letzte Suchanfragen

Ergebnisse für *

Es wurden 140 Ergebnisse gefunden.

Zeige Ergebnisse 11 bis 15 von 140.

Sortieren

  1. Grimm Kardeşlerin "Die Zwei Gleichen Söhne" Adlı Efsanesi ile Hamdi Değirmencioğlu'nun "Hayat mı Bu?" adlı Senaryosunda "İki Aynı Üvey Anne" Melodramı

    Her yeni edebî metnin kendinden öncekilerden ya ilham aldığı ya da yeniden üretilerek ortaya çıktığı gerçeği bugün edebiyat çevreleri tarafından kabul edilen bir görüştür. Sinema sanatı edebiyat ile her zaman yakın ilişki içerisinde olmuştur.... mehr

     

    Her yeni edebî metnin kendinden öncekilerden ya ilham aldığı ya da yeniden üretilerek ortaya çıktığı gerçeği bugün edebiyat çevreleri tarafından kabul edilen bir görüştür. Sinema sanatı edebiyat ile her zaman yakın ilişki içerisinde olmuştur. Senaryolar ise edebî metinlerden beslenerek onlardan ilham almıştır ya da özgün senaryo ile edebî metin benzeşmiştir. Edebiyattan beslenen sinema böylece kendi türünü de oluşturmaya başlamıştır. Özellikle melodram türü sinema filmleri 1960 - 1975 yılları arasında Yeşilçam sinemasına hâkim olmuştur. Hamdi Değirmencioğlu'nun 1973 yılında 10. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde kendisine ödül kazandıran "Hayat mı Bu?" adlı melodram türündeki senaryosu Grimm Kardeşlerin Halk efsanesi olan "Die zwei gleichen Söhne" ile benzerlikler taşımaktadır. Grimm Kardeşlerin 1816–1818 yılları arasında yayınlanmış olan "Deutsche Sagen" (Alman Efsaneleri) eserinde toplam 585 halk efsanesi yer almaktadır. Halk efsanesine konu olan Genç Kral Pepin / III. Pepin (714-768) tarihsel gerçek bir kişidir ve hikâyesi Alman efsaneleri arasında 441. sırada yer almaktadır. Onun hayatından yola çıkarak anne kompleksinin negatif özellikli arketipi olan üvey anne figürüne farklı bir yorum katan bu Alman halk efsanesi, Değirmencioğlu'nun senaryosunu yazdığı 1972 yapımlı Yeşilçam Sinema filmindeki üvey anne figürü ile benzeşmektedir. Bu çalışmada, Grimm Kardeşlerin "Die zwei gleichen Söhne" adlı efsanesi ile Hamdi Değirmencioğlu'nun "Hayat mı Bu?" adlı film senaryosu metinlerarasılık kuramı ile incelenmeye çalışılmıştır. Dass jeder neue literarische Text entweder von seinen Vorgängern inspiriert oder eine Reproduktion derer ist, wird nach heutiger Ansicht in Fachkreisen als Tatsache anerkannt. Auch die Kinokunst stand schon immer in engem Zusammenhang mit der Literatur. Literarische Werke haben immer wieder als Inspiration gedient, Literatur wurde verfilmt oder das kunstvolle Szenario ähnelt dem im literarischen Text. Angeregt durch die Literatur schuf auch das Kino seine eigene Gattung. Vor allem in den 1960er - 1975er Jahren dominierten Melodramen das Yeşilçam Kino. Das 1973 beim 10. Antalya Altın Portakal Film Festival preisgekrönte Melodrama "Hayat mı Bu?" von Hamdi Değirmencioğlu und die Sage der Gebrüder Grimm "Die zwei gleichen Söhne" weisen Ähnlichkeiten auf. Die Sammlung "Deutsche Sagen" ist das zweite große Werk der Brüder Grimm und erschien 1816 und 1818 in zwei Bänden. Sie umfasst 585 Sagen aus dem gesamten deutschen Sprachraum. Die Sage über König Pippin den Jüngeren / Pippin III. (714-768), einer historischen Person, befindet sich an 441. Stelle des Werks. Ausgehend von seinem Leben wird eine Stiefmutter-Figur gezeichnet, die das archetypisch-negative Prinzip des Mutterkomplexes darstellt. In dieser deutschen Volkssage wird die Figur der Stiefmutter auf eine ganz besondere Art verbildlicht und weist mit der Stiefmutter-Figur im Drehbuch von Değirmencioğlu, das im Jahre 1972 für das Yeşilçam-Kino geschrieben wurde, Ähnlichkeiten auf. In dieser Studie wurde versucht, die Sage von den Gebrüdern Grimm "Die zwei gleichen Söhne" und das Drehbuch von Hamdi Değirmencioğlu mit dem Titel "Hayat mı Bu?" durch die Intertextualitätstheorie zu untersuchen.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Öffentliche Darbietungen, Film, Rundfunk (791); Literatur und Rhetorik (800); Literaturen germanischer Sprachen; Deutsche Literatur (830)
    Schlagworte: Grimm, Wilhelm; Grimm, Jacob; Deutsche Sagen (Grimm); Intertextualität
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  2. Kara Kıtada İki Değişim Öyküsünün Kahramanları : Gottschalk ve Marlow
    Autor*in: Aktürk, Elif

    Sömürgeciliğin farklı bakış açılarıyla sorunsallaştırıldığı postkolonyal düşünce, kimi yazarları derin bir etki altına alarak söz konusu yaklaşımlara ilişkin düşüncelerini yazınsal yapıtlarında yansıtma olarak açığa çıkmıştır. Bu yazarlardan biri... mehr

     

    Sömürgeciliğin farklı bakış açılarıyla sorunsallaştırıldığı postkolonyal düşünce, kimi yazarları derin bir etki altına alarak söz konusu yaklaşımlara ilişkin düşüncelerini yazınsal yapıtlarında yansıtma olarak açığa çıkmıştır. Bu yazarlardan biri olan çağdaş Alman Edebiyatının en önemli isimlerinden Uwe Timm, 1978 yılında kaleme aldığı ve 1904-1907 yılları arasında geçen sürede Almanya'nın söz konusu dönemde sömürgesi olan Güney Afrika'da yaşamakta olan yerliler ile Almanlar arasındaki mücadelenin konulaştırıldığı Morenga adlı tarihsel romanında kurguladığı Gottschalk karakterinin "Beyaz Kıta"dan "Kara Kıta"ya gelişiyle birlikte kişisel ve sosyal yaşamına ilişkin yaşadığı değişimleri gözler önüne sermiştir. Polonya asıllı İngiliz yazar Joseph Conrad ise, 1899 yılında yazdığı Karanlığın Yüreği adlı yapıtında, "Kara Kıta"ya bir iş için görevlendirilen Marlow'un kıtanın derinliklerinde beyazların yerlilere uyguladığı işkencelerle birlikte deneyimlediklerini anlatılaştırır. Bu bağlamda, postkolonyal kuram ışığında karşılaştırmalı ve metin içkin yöntemle irdelenecek olan söz konusu çalışmada öncelikle postkolonyalizmin bir kuram olarak ortaya çıkışı ve postkolonyal edebiyatın sınırlarına değinilecek, söz konusu iki yapıtta, Afrika topraklarına görevlendirilen başkahramanların kıtada kaldıkları süre boyunca geçirdiği değişim irdelenecek, bir sonuç değerlendirmesi yapılarak çalışma sonlandırılacaktır.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Literatur und Rhetorik (800); Englische, altenglische Literaturen (820); Literaturen germanischer Sprachen; Deutsche Literatur (830)
    Schlagworte: Timm, Uwe; Morenga; Conrad, Joseph; Heart of darkness; Postkolonialismus
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  3. Yabancı Dil Öğrenimi İçin Teknolojiler : E-Tandem ile Yabancı Dil Öğrenimi

    İnternet kullanımının artması ve teknoloji alanına yapılan yatırımlar ile son yıllarda dijital medya teknolojileri oldukça gelişmiş ve zamanla hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelmişlerdir. Bu durum eğitim ve öğretiminde yönünü bu alana doğru... mehr

     

    İnternet kullanımının artması ve teknoloji alanına yapılan yatırımlar ile son yıllarda dijital medya teknolojileri oldukça gelişmiş ve zamanla hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelmişlerdir. Bu durum eğitim ve öğretiminde yönünü bu alana doğru yöneltmiş dolayısıyla birçok araştırmada teknolojinin eğitimde kullanımı ile ilgili çalışılmış ve günümüzde de bu tür çalışmalar devam etmektedir. E-Tandem, "Elektronik Tandem" manasına gelir, gerçek hayattaki tandem yöntemine benzer şekilde işleyen bir süreç olmakla beraber, dil öğrenme maksadıyla online platformlar üzerinden kişilerin eşzamanlı iletişimlerini kapsamaktadır. Bu şekilde yaşamlarında daha fazla esneklik isteyen ve zamanlarını isteklerine göre düzenlemek isteyen öğrenenler için zaman ve mekan bir engel olmaktan çıkar. Bu çalışmanın amacı bilgisayar destekli dil öğretiminde kullanılabilecek e-tandem yöntemini ve bu amaçla kullanılabilecek bazı uygulamaları incelemektir. Bu bağlamda çalışmada, e-Tandem kavramının ortaya çıkışı, tanımı ve özellikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. E-Tandem bu çalışmada 2 faklı medya türü altında incelenecektir çünkü "e-Tandem" yöntemini gerçekleştirmek için farklı medya tipleri kullanılabilir. Birinci grup özellikle e-Tandem yönteminden yola çıkarak oluşturulmuş internet siteleri ve/veya akıllı telefon uygulamalarını kapsamaktadır. İkinci grup ise yabancı dil öğrenmek isteyenlerin aslında e-Tandem yöntemi maksadıyla oluşturulmamış ancak bu amaç için de oldukça rahat bir şekilde kullanabilecekleri programları kapsamaktadır. Çalışmanın sonuç kısmında ise e-Tandem'in yöntemsel ve eğitsel ilkeler açısından, yabancı dil öğreniminde nasıl uygulanabileceği konusunda önerilerde bulunulmuştur. Mit der zunehmenden Nutzung des Internets und den Investitionen im Technologiebereich haben sich die digitalen Medientechnologien in den letzten Jahren verbessert. Sie sind schnell in alle Bereiche unseres Lebens eingedrungen und wurden sogar unverzichtbar. Diese Situation hat die Bildungsrichtung in dieses Feld verlagert und zahlreiche Forschungen wandten sich in ihrer Absicht dem Bereich "Technologie" zu. E-Tandem bedeutet "elektronisches Tandem", ein Prozess, der ähnlich wie die reale Tandem-Methode (von Angesicht zu Angesicht) funktioniert, jedoch die gleichzeitige Kommunikation von Personen über "Online-Plattformen" zum Sprachenlernen beinhaltet. Auf diese Weise werden weder Zeit noch Ort ein Hindernis für die Lernenden, die sich mehr Flexibilität in ihrem Leben wünschen und ihre Zeit frei einteilen möchten. Das Ziel dieser Studie besteht darin, die e-Tandem-Methode zu untersuchen, die im computerunterstützten Fremdsprachenunterricht verwendet werden kann, sowie einige Anwendungen zu präsentieren, die zu diesem Zweck verwendet werden können. Diesbezüglich versucht man in dieser Arbeit, die Entstehung, Definition und die Eigenschaften des e-Tandem-Konzepts zu bestimmen. Da zum Zweck der Implementierung von e-Tandem verschiedene Medientypen verwendet werden können, wird in dieser Studie e-Tandem in zwei verschiedenen Medientypen bearbeitet. Der erste Typ umfasst Webseiten und/oder Smartphone-Anwendungen, die auf der e-Tandem-Methode basieren. In dem zweiten Typ gibt es Programme, die nicht zum Zweck von"e-Tandem-Methode" erstellt wurden, sondern zu diesem Zweck zielgerichtet eingesetzt werden können. Zum Abschluss der Studie werden Vorschläge gemacht, wie e-Tandem im Rahmen der didaktischen und methodischen Prinzipien zum Fremdsprachenlernen eingesetzt bzw. integriert werden kann.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Bildung und Erziehung (370); Germanische Sprachen; Deutsch (430)
    Schlagworte: Fremdsprachenunterricht; Neue Medien; Partnerarbeit; Kooperatives Lernen; Selbstgesteuertes Lernen
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  4. Almanca Öğretmenlerine Yeni İş Olanakları Yaratılmasına Yönelik Eğitime Dayalı Çözüm Önerileri
    Autor*in: Erim, Emel

    Eğitim Fakültelerinin Almanca Öğretmenliği Anabilim Dallarından mezun olanlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınırlı sayıda Almanca öğretmeni olarak atanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2015 yılı Şubat döneminden 2017 Temmuz... mehr

     

    Eğitim Fakültelerinin Almanca Öğretmenliği Anabilim Dallarından mezun olanlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sınırlı sayıda Almanca öğretmeni olarak atanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2015 yılı Şubat döneminden 2017 Temmuz dönemine kadar atanan toplam 118.494 öğretmenden sadece 708'i Almanca öğretmenidir. Almanca öğretmenlerinin sayısı toplam atanan öğretmen sayısının yüzde birine bile denk gelmemektedir. 24 Temmuz 2018 yılında açıklanan yeni dönem sözleşmeli öğretmen alımında ise, toplam 85 branşa yönelik 20.000 atama yapılmıştır. Bu atama döneminde de Almanca öğretmenlerine ayrılan kontenjan 98 ile sınırlı kalmıştır. Bu durum, Almanca öğretmenlerinin devlet okulları içinde ne kadar sınırlı istihdam olanağına sahip olduğunun bir göstergesidir. Son yıllarda Almanca öğretmenliği mezunları için diğer bir istihdam yolu da özel okullarda çalışmaktır. Ancak günümüzde özel okulların artan sayısına paralel olarak ikinci yabancı dil olarak Almanca eğitimi veren okulların sayılarında bir artış görülmemektedir. Bu çalışmada Almanca Öğretmenliği mezunlarının sınırlı istihdam olanaklarından yola çıkılmış ve mezunların mesleki donanımlarına uygun olarak başka iş olanaklarına sahip olup olamayacakları ele alınmıştır. Bu olanaklardan birisi, Almanya’da yaşayan Türk öğrencilere Türkçe öğretmeleridir. İhtiyaçtan doğan bu proje ile Hacettepe Üniversitesi'nde Eğitim Fakültesinin Almanca Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliği Bölümleri arasında bir protokol imzalanmıştır. Bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı'nda ilgili birimler ile görüşülerek yeni program ile ilgili beklentiler ve hedefler dile getirilmiştir. 2018-2019 ders yılı itibaren başlatılan Almanca -Türkçe Öğretmenliği Çift Anadal programından mezun olanlar gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında Türkçe öğretmeni olarak da istidam edebilecektir. Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından Almanya'da görevlendirilen Türkçe ve Türk Kültürü öğretmenleri bu program mezunlarından tercih edilebilir. Böyle bir uygulama pek çok açıdan daha verimli olabilir ve olumlu sonuçlar ortaya çıkarabilir. Die Absolventen der Abteilung der Deutschlehrerausbildung an den Erziehungswissenschaftlichen Fakultäten werden vom Erziehungsministerium nur in begrenzter Anzahl als Deutschlehrer eingestellt. Nach Angaben des Erziehungsministeriums wurden von Februar 2015 bis Juli 2017 von insgesamt 118.494 Lehrern lediglich 708 als Deutschlehrer angestellt. Diese Situation zeigt, dass die eingestellten Deutschlehrer nicht einmal ein Prozent der Gesamtzahl der beamteten Lehrer ausmachen. Gemäβ der Information des Erziehungsministeriums vom 24. Juli 2018 wurden insgesamt 20.000 vertragsangestellte Lehrer für 85 Berufsbranchen beauftragt. Die Anzahl der angestellten Deutschlehrer davon ist nur auf 98 begrenzt. Diese Angaben weisen auf die begrenzte Möglichkeit, als Deutschlehrer eine Anstellung an öffentlichen Schulen zu finden. Eine andere Arbeitsmöglichkeit für Absolventen der Abteilung für Deutschlehrerausbildung ist die Betätigung an Privatschulen. Trotz der großen Zunahme der Anzahl von Privatschulen ist kein paralleler Zustand an der Lehrkraftanzahl für Deutsch als zweite Fremdsprache festzustellen. In dieser Studie wurde ausgehend von den begrenzten Arbeitsmöglichkeiten der Absolventen der Abteilungen für Deutschlehrerausbildung als Deutschlehrer dargestellt, ob die Absolventen entsprechend ihrer beruflichen Ausstattung andere Arbeitsmöglichkeiten erlangen können. Eine dieser Möglichkeiten besteht darin, den in Deutschland lebenden türkischen Schülern Türkisch beizubringen. Mit diesem Projekt wurde ein Protokoll zwischen der Abteilung für Deutschlehrerausbildung und der Abteilung für Türkischlehrerausbildung der Erziehungswissenschaftlichen Fakultät der Hacettepe Universität unterzeichnet. In diesem Zusammenhang wurde mit den zugehörigen Abteilungen des Erziehungsministeriums Kontakt aufgenommen, Erwartungen und Ziele bezüglich dieses Studienprogramms Deutsch-Türkischlehrerausbildung zur Sprache gebracht. Studierende, die ab dem Studienjahr 2018-2019 an diesem Studienprogramm teilnehmen und absolvieren, können die Möglichkeit finden, im In- und Ausland auch als Türkischlehrer zu arbeiten. Die Absolventen dieses Programms können als Türkisch- und türkische Kulturlehrer bevorzugt werden, die das Amt des Erziehungsministeriums für Europäische Union und Außenbeziehungen in Deutschland einsetzt. Eine solche Verfahrensweise könnte sich in vielerlei Hinsicht effektiv auswirken und positive Folgen haben.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Bildung und Erziehung (370); Germanische Sprachen; Deutsch (430)
    Schlagworte: Lehrerbildung; Deutsch; Türkisch; Berufsaussicht
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  5. Kongre Raporu : VII. Uluslararası Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi Kongresi

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümü tarafından düzenlenen ve ana teması Komşum ve Ben olarak belirlenen VII. Uluslararası Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi Kongresi, 10-12 Ekim 2018 tarihleri arasında Sivas'ta gerçekleştirildi. mehr

     

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümü tarafından düzenlenen ve ana teması Komşum ve Ben olarak belirlenen VII. Uluslararası Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi Kongresi, 10-12 Ekim 2018 tarihleri arasında Sivas'ta gerçekleştirildi.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Literaturen germanischer Sprachen; Deutsche Literatur (830)
    Schlagworte: Germanistik; Kongress
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess