Suchen in GiNDok

Recherchieren Sie hier in allen Dokumenten, die auf GiNDok publiziert wurden.

Filtern nach
Letzte Suchanfragen

Ergebnisse für *

Es wurden 103 Ergebnisse gefunden.

Zeige Ergebnisse 11 bis 15 von 103.

Sortieren

  1. Sözlüksel Alan Teorisi ve Çeviri Lexical field theory and translation

    Çeviri yaparken her iki dile, kültüre yeterince hâkim olmamak bir dizi çeviri hatalarına yol açabilir. Bu noktada kaynak ve erek dilde yeterli kelime hazinesine sahip olmanın yanı sıra kelimelerin kullanım alanlarını, kurallarını, edim bilimsel... mehr

     

    Çeviri yaparken her iki dile, kültüre yeterince hâkim olmamak bir dizi çeviri hatalarına yol açabilir. Bu noktada kaynak ve erek dilde yeterli kelime hazinesine sahip olmanın yanı sıra kelimelerin kullanım alanlarını, kurallarını, edim bilimsel etkilerini, sözdizimsel kuralları vs. de iyi bilmek gerekir. Humboldt ve Saussure'ün dil hakkındaki düşüncelerinden etkilenen Trier'in ortaya attığı sözlüksel alan teorisinin metin anlama ve anlatma edinci kapsamında etkilerinin neler olabileceği ve çeviribilimin sözlüksel alan teorisinden nasıl yararlanabileceği konusu irdelenmeye çalışılacaktır.

    Trier'e (1973:5) göre bir sözcüğün anlaşılabilmesi için, sözlüksel alanın tamamının bilinmesi gerekir ve ancak sözlüksel alana hâkim isek o sözcüğü doğru anlayabiliriz. Anlam sadece ve sadece sözlüksel alan sayesinde vardır. Sözlüksel alan yoksa anlam da yoktur. Anlatılmak istenen düşünceye veya olguya dair bir kelimenin belli bir dilde bulunmaması bu düşüncenin veya olgunun o dilde olmadığı anlamına gelmez. Hayata dair genel kültür bilgimize ve tecrübelerimize dayanarak bu yeni kavramı anlayabiliriz. When translating from one language to another, lack of good command of some skills in both the source and the target languages culturally may lead to a set of translation errors. It is essential that one should not only possess some vocabulary skills in both languages, but also know about the pragmatic rules that govern the language in the appropriate selection and combination of single words into sentences. The article seeks to examine; the possible effects of "lexical field theory" introduced by Trier, who had been inspired by the suggestions of Humboldt and Saussure for language, on developing text comprehension skills and narrative competence; and how the theory can be of any use in translation studies.

    According to Trier (1931), one can only acquire the meaning of a word through its relationships to other words within the same word-field. Meaning does not exist without the word-field. Lack of a concrete word relating to the thought to be described does not imply the nonexistence of that thought in the language. Based on experience and cultural knowledge, we can interpret this concept.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Linguistik (410)
    Schlagworte: Wortfeld; Übersetzungswissenschaft; Übersetzung
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  2. Almanca Eğitim Veren Bölümlerde Ders Materyallerinin Saptanmasına ve Üretimine Yönelik Bir Proje Önerisi Ein Projektvorschlag für Materialbeschaffung und -entwicklung bei deutschsprachigen Abteilungen

    Bu çalışmada Almanca eğitim veren ‘bölümlerimizin ihtiyacını karşılayacak nitelikteki ders materyallerinin tespiti veya yazımı için dernek çatısı altında neler yapılabileceği’ konusu irdelenmekte ve proje önerisinde bulunulmaktadır. Gerek öğrenciler... mehr

     

    Bu çalışmada Almanca eğitim veren ‘bölümlerimizin ihtiyacını karşılayacak nitelikteki ders materyallerinin tespiti veya yazımı için dernek çatısı altında neler yapılabileceği’ konusu irdelenmekte ve proje önerisinde bulunulmaktadır. Gerek öğrenciler gerekse öğretim elemanları nitelikli ders materyallerine gereksinim duymaktadırlar, ancak doğru ve etkili ders materyallerini elde edip uygulamak konusunda bazen sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak aşağıdaki üç farklı soru doğrultusunda somut önerilerde bulunulmaktadır:

    1. Bölümlerimizin gereksinim duyduğu ders materyallerinin saptanması için neler yapılabilir?

    2. Bölümlerimizin gereksinim duyduğu ders materyallerinin üretilmesi için neler yapılabilir?

    3. Bölümlerde özellikle okuma ve yazma becerilerine yönelik okutulan derslerde kullanılacak materyallerin üretilmesi için neler yapılabilir?

    Almanca eğitim veren bölümlerin programlarında yer alan derslerde öğretim hedeflerine en uygun ders materyallerinin, alanda yetişmiş ve uzman Türk akademisyenler tarafından geliştirilmesi gerekmektedir. Üretken olmak hedefinin bir gereği olarak dernek üyelerinden görüş toplayıp, eksiklikleri belirleyip, derslerimize uygun materyal üretimi projesini gerçekleştirmek üniversitelerimizin Almanca bölümlerinde görev yapan dernek üyelerimizin somut katkılarıyla oluşabilecektir. Die vorliegende Arbeit beschäftigt sich mit der Frage "wie man unter dem Dach des türkischen Germanistenverband Gerders zur Materialbeschaffung und -entwicklung bei deutschsprachigen Abteilungen beitragen kann". Hierfür wird ein Projektvorschlag gemacht. Es ist eine Tatsache, dass sowohl Lernende als auch Lehrende für die erfolgreiche Durchführung von Lehrveranstaltungen ideale Quellen bzw. Lehrbücher und -materialien benötigen. Jedoch bei der Beschaffung und praktischen Anwendung von richtigen und effektiven Unterrichtsmaterialien treten erhebliche Mängel in Erscheinung. Zur Lösung des Problems werden Vorschläge gemacht, wobei eine Auseinandersetzung mit folgenden drei Grundfragen stattfindet:

    1. Was kann der türkische Germanistenverband Gerder unternehmen, um an deutschsprachigen Abteilungen für die optimale Durchführung der Lehrveranstaltungen benötigten Quellen festzustellen?

    2. Was kann durch Gerder unternommen werden, um die an deutschsprachigen Abteilungen für eine optimale Durchführung der Lehrveranstaltungen benötigten Lehrmaterialien zu entwickeln?

    3. Was soll man tun, um Quellen bzw. Materialen oder Bücher für die Lehrveranstaltungen in Bezug zur Lese- und Schreibfertigkeit zu produzieren?

    Die den Lehr- und Lernzielen passenden Lehrmaterialien und –bücher sollten von den erfahrenen Lehrkräften entwickelt werden, die an türkischen Universitäten tätig sind. Produktiv sein gilt als ein verbindliches Ziel und durch das Erstellen von Materialien wird man produktiv. Die an deutschsprachigen Abteilungen unterrichtenden Gerder-Mitglieder können ihre konkreten Beiträge leisten, indem sie an der Online-Mitgliederbefragung aktiv teilnehmen, die benötigten Quellen feststellen und ein Projekt für Materialentwicklung durchführen.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Germanische Sprachen; Deutsch (430)
    Schlagworte: Lehrmittel; Deutsch als Fremdsprache; Türkei
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  3. Schiller'in Edebiyat Görüşü Zur Dichtungsauffassung von Schiller

    Schiller'in edebiyat üzerine yazdığı makalesi "Über naive und sentimentalische Dichtung", Goethe ile yakın ve verimli dostluğuna dayanır. Mektuplaşmalarında eserleri hakkında karşılıklı ifadeleri bunu göstermektedir. Schiller'in çıkardığı "Die Horen"... mehr

     

    Schiller'in edebiyat üzerine yazdığı makalesi "Über naive und sentimentalische Dichtung", Goethe ile yakın ve verimli dostluğuna dayanır. Mektuplaşmalarında eserleri hakkında karşılıklı ifadeleri bunu göstermektedir. Schiller'in çıkardığı "Die Horen" adlı edebi ve felsefi dergi, Goethe'nin katkısıyla nerdeyse Alman Klasisizminin program dergisi olmuştur. Felsefeye olan büyük merakı ile Schiller Goethe'nin eserlerini ve "Horen" dergisindeki yazılarını okuyunca, kendisi ile onun arasında önemli bir farkı keşfetmek durumunda kalmıştır. Doğalcı ve düşünselci edebiyat hakkında yazdığı görüşleri bunun kanıtlarıdır. Schillers poetologische Abhandlung "Über naive und sentimentalische Dichtung" beruht auf seiner engen und fruchtbringenden Freundschaft mit Goethe. Ihr Briefwechsel, wie auch ihre gegensetige Äusserungen über ihre Werke zeugen davon. Schillers literarische und geistige Zeitschrift "Die Horen" war mit Goethes Beitrag fast ein Programmzeitschrift der deutschen Klassik. Schillers große Neigung zur Philosophie hatte ihn bei der Lektüre von Goethes Werken und seinen Schriften in "Horen" dazu geführt, zwischen ihm und Goethe einen wichtigen Gegensatz zu entdecken. Seine Betrachtungen über naive und sentimentalische Dichtung sind Zeugnisse dafür.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Literaturen germanischer Sprachen; Deutsche Literatur (830)
    Schlagworte: Schiller, Friedrich; Goethe, Johann Wolfgang von; Die Horen <Zeitschrift, Tübingen>; Poetologie; Über naive und sentimentalische Dichtung
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  4. Tarih ile Aile Romanının İlişkisi : Zülfü Livaneli'nin "Serenad" Romanında Sergilenen Geçmiş ve Bellek The relationship between history and family novel : the history and memory illustrated in Serenad, a novel written by Zülfü Livaneli
    Autor*in: Onaran, Sevil

    Bellek ve tarih ilişkisinin irdelendiği bir çok araştırmada, doksanlı yılların başından beri tüm dünyada bir bellek ve anımsama furyasının yaşandığı belirtilmekte ve ana nedenlerinden biri olarak da yazılı tarihin kaydettiği en ağır felaketlerin... mehr

     

    Bellek ve tarih ilişkisinin irdelendiği bir çok araştırmada, doksanlı yılların başından beri tüm dünyada bir bellek ve anımsama furyasının yaşandığı belirtilmekte ve ana nedenlerinden biri olarak da yazılı tarihin kaydettiği en ağır felaketlerin yaşandığı 20. Yüzyılın sona ermesi gösterilmektedir. 2000'li yıllardan bu yana gerek Avrupa kıtasında yazılan romanlara gerekse Türkiye'de yayımlanan romanlara bakıldığında, metinlerin odak noktasına yakın geçmişi yerleştiren tarihsel romanların sayısı küçümsenmeyecek kadar artmıştır. Yakın tarihe bugünden bakarak tarihsel durumların yeniden değerlendirilmesi, dolayısıyla belleklerde saklanan ancak şimdi dile gelen anıların öykülendirilmesi söz konusudur.

    Tarihsel romanların yanı sıra bir ya da birden fazla ailenin kuşaklar boyu belleklerinde sakladıkları ve büyük tarihin yanında bugün "oral history" olarak yeniden önem kazanan bireysel/kollektif bellek, özellikle tarihsel romanların bir uzantısı olan "yeni" aile romanlarında gittikçe daha fazla yer bulmaktadır. 2011'in Mart ayında yayımlanan, Zülfü Livanel'nin "Serenad" adlı romanı da içerdiği tarihsel düzlem ve bu tarihin bireysel ve kollektif belleklerin bir parçası olarak aile üyelerinin anımsaması yoluyla okuyucuya açımlanması nedeniyle, çerçevesini tarihsel olguların oluşturduğu bir aile romanıyla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.

    Bu çalışmada romanda yer alan figürlerin tarihle ilişkileri yeni aile romanı çerçevesinde incelenecektir. In many researches on cultural studies, where the relationship between memory and history was investigated, researchers observed that a deluge of memory and reminiscence have been experienced all over the world since the beginning of the nineties. As a reason for the latter, they point to the possible effects of the termination of the 20th century, during which the most harmful disasters of the recorded human history took place. Indeed, one may observe that the number historical novels published in the continental Europe, as well as in Turkey, which put the near-past on the focus of the texts has been increased considerably since 2000. Re-evaluation of the historical events by looking at the near-past from the present time, and thus making stories out of memories that have been hidden in minds, but have hardly been spelled out so far, seems to be the current attitude.

    Besides in the historical novels, the so called "oral history" that arise from the memories carried along the generations of one or more families, which eventually forms an individual/collective memory, finds more and more place in the "new" family novels that can be considered as an extension of the historical novels. The novel "Serenad" by Zülfü Livaneli (published in March 2011), whose backbone is constructed by historical events, belongs to the latter category of family novels, in the sense that the historical content of the story was exposed as a part of the recollection of the individual and collective memories of the family members.

    In the present study, the relationship of the characters of the latter novel with history was investigated in the framework of the new family novel.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Literatur und Rhetorik (800)
    Schlagworte: Historischer Roman; Familienroman; Kollektives Gedächtnis <Motiv>; Erinnerung <Motiv>; Livaneli, Zülfü
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess

  5. Elfriede Jelinek'in "Die Klavierspielerin" ve Şebnem İşigüzel'in "Kirpiklerimin Gölgesi" Eserlerinde Anneler, Kızları ve Yokedilen Bedenler Mothers, daughters and destroyed bodies in the novels of Elfriede Jelinek's Die Klavierspielerin and Şebnem İşigüzel's Kirpiklerimin Gölgesi

    Bu makalede Şebnem İşigüzel ve Elfriede Jelinek'in kitaplarından yola çıkılarak annelerin anne – kız arasındaki ilişkinin niteliklerini nasıl ve ne yönde etkiledikleri karşılaştırmalı olarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Her iki tarafın da dişil bir... mehr

     

    Bu makalede Şebnem İşigüzel ve Elfriede Jelinek'in kitaplarından yola çıkılarak annelerin anne – kız arasındaki ilişkinin niteliklerini nasıl ve ne yönde etkiledikleri karşılaştırmalı olarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Her iki tarafın da dişil bir kimliğe sahip olmasına rağmen, annelerin baskın otoriteleri ile bu ilişkiye şiddeti dahil etmeleri sonucu bunun kendi kızları, dolayısı ile kadın bedeni ve iç dünyası üzerindeki yansımaları ve algılanışları kitaplardan alınan alıntılarla örneklendirilmiştir. Bu örneklendirme her iki kitabın romanların ana teması, figürlerin özellikleri, belirli imgeler ile yazarın üslup özellikleri gibi başlıklar rehberliğinde gerçekleştirilmiştir. This paper aims to put forward how and in which ways mothers affect the quality of mother daughter relationship in a comparative way by examining the books of Şebnem İşigüzel and Elfriede Jelinek. Quotations from this books are used to illustrate despite both sides’ being female, how mothers' dominant authority and their involving violence into their relationships with their daughters reflect upon their own daughters, their bodies and their internal worlds and how it is perceived by other women. The illustrations depend on the main ideas of the two novels, features of different characters, certain images, and the authors' style of writing.

     

    Export in Literaturverwaltung
    Hinweise zum Inhalt: kostenfrei
    Quelle: GiNDok
    Sprache: Türkisch
    Medientyp: Wissenschaftlicher Artikel
    Format: Online
    DDC Klassifikation: Literaturen germanischer Sprachen; Deutsche Literatur (830)
    Schlagworte: Mutter-Tochter-Beziehung <Motiv>; Frau <Motiv>; Körper <Motiv>; Geschlechterforschung; Gewalt <Motiv>; Jelinek, Elfriede; Die Klavierspielerin
    Lizenz:

    publikationen.ub.uni-frankfurt.de/home/index/help

    ;

    info:eu-repo/semantics/openAccess